YASIN
(ELMALILI MUHAMMED HAMDI YAZIR)36-YASIN:
1 - Yâsîn.
2-3 - Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi
4 - Dosdogru bir yol üzerindesin.
5-6 - Babalari korkutulmamis ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'in indirdigi (Kur'ân) ile korkutasin.
7 - Andolsun ki onlarin çogunun üzerine azab sözü hak olmustur. Onlar imana gelmezler.
8 - Çünkü biz onlarin boyunlarina kelepçeler geçirmisiz. O kelepçeler çenelerine dayanmistir da burunlari yukari, gözleri asagi somurtmaktadirlar.
9 - Hem önlerinden bir sed, arkalarindan bir sed çekmisiz, kendilerini sarmisizdir. Baksalar da görmezler.
10 - Onlari korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.
11 - Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmedigi halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakindirirsin. Iste onu bir bagislanma ve çok serefli bir mükafatla müjdele.
12 - Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onlarin önceden yapip gönderdiklerini ve biraktiklari eserlerini yazariz. Zaten biz her seyi açik bir kütükte, bir "imam-i mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayip tesbit etmisizdir.
13 - Sen onlara, o sehir halkini örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmisti.
14 - Hani biz onlara iki peygamber göndermistik, fakat onlar ikisini de yalanlamislardi. Biz de (onlari) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Süphesiz ki biz size gönderilmis elçileriz." dediler.
15 - Onlar da: "Siz bizim gibi insandan baska birsey degilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir sey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.
16 - Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmis elçileriz."
17 - "Bize düsen de sadece apaçik tebligdir."
18 - Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden ugursuzluga ugradik. Eger bu isten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tinmadan taslariz ve mutlaka bizden size pek acikli bir azab dokunur."
19 - Peygamberler de söyle cevap verdiler: "Sizin ugursuzlugunuz beraberinizdedir. Size ögüt verildi diye mi (ugursuzluga ugradiniz)? Dogrusu siz israfi âdet etmis bir kavimsiniz."
20 - O sirada sehrin ta ucundan bir adam kosarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!"
21 - "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermislerdir."
22 - "Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmisim beni yaratana? Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."
23 - "Hiç ben O'ndan baska ilâhlar edinir miyim? Eger O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onlarin sefaati benden yana hiçbir seye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
24 - "Süphesiz ki ben, o zaman apaçik bir sapiklik içinde olurum."
25 - "Süphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni."
26 - (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"
27 - "Rabbimin beni bagisladigini ve beni kendilerine ikram edilen kullarindan kildigini."
28 - Biz arkasindan kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de degildik.
29 - Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.
30 - Yaziklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardi.
31 - Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kusaklari helak etmisiz. Onlar artik kendilerine dönüp gelmiyorlar.
32 - Onlarin hepsi toplanip, sadece bizim huzurumuza getirilmislerdir.
33 - Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çikardik da ondan yiyip duruyorlar.
34 - Biz orada hurmaliklardan, üzüm baglarindan bahçeler yaptik. Içlerinde pinarlardan sular fiskirttik.
35 - (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptiklarindan yesinler diye (yaptik). Hâlâ sükretmeyecekler mi?
36 - Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri seylerden bütün çiftleri yaratan Allah'in sani ne yücedir.
37 - Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çikaririz, bir de bakarlar ki karanliga dalmislar.
38 - Günes de bir delildir ki kendi yolunda akip gidiyor. Iste bu çok güçlü ve her seyi bilen Allah'in takdiridir.
39 - Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkiminin çöpü gibi (yay haline) dönmüstür.
40 - Ne günesin aya çatmasi yarasir, ne de gece gündüzü geçebilir; onlarin her biri kendi yörüngesinde yüzerler.
41 - Onlar için bir delil de bizim, onlarin neslini dolu bir gemide tasimamizdir.
42 - Yine kendileri için onun gibi binecek seyler yaratmamizdir.
43 - Eger dilesek onlari bogariz da o zaman ne onlarin feryadina yetisen bulunur, ne de onlar kurtarilir.
44 - Ancak tarafimizdan bir rahmet ve bir zamana kadar yasatmak baska.
45 - Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanizdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildigi zaman,
46 - Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldigi zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.
47 - Onlara: "Allah'in size rizik olarak verdigi seylerden hayra harcayin" dendigi zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'in dileyince doyurabilecegi kimseyi biz mi doyuracagiz? Siz apaçik bir sapiklik içinde degil de nesiniz?" dediler.
48 - Yine onlar: "Eger dogru söylüyorsaniz bu (kiyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.
49 - Onlar sadece bir tek çigliga bakiyorlar, bir çiglik ki, onlar çekisip dururken kendilerini yakalayiverir.
50 - O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.
51 - Sûr'a üfürülmüstür, bir de ne baksinlar kabirlerinden Rablerine dogru akin ediyorlar.
52 - Onlar: "Eyvah basimiza gelenlere! Mezarimizdan bizi kim kaldirdi? O Rahmân'in vaad buyurdugu iste bu imis. Gönderilen peygamberler de dogru söylemisler" derler.
53 - Baska degil, sadece bir tek çiglik olmus, derhal hepsi toplanmis huzurumuza getirilmislerdir.
54 - Artik bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptiklarinizin cezasini çekeceksiniz.
55 - Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir mesguliyet içinde zevk etmektedirler.
56 - Kendileri ve esleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuslardir.
57 - Onlara orada bir meyve vardir. Isteyecekleri her sey onlarindir.
58 - (Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardir.
59 - Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa ayrilin.
60-61 - "Ey Âdemogullari! Seytana tapmayin, o size apaçik bir düsmandir ve bana kulluk edin, dogru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak)
62 - Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çikardi. Ya o zaman düsünmüyor muydunuz?
63 - Iste bu size vaad edilen cehennemdir.
64 - Bugün yaslanin ona bakalim inkâr ettiginiz için.
65 - Bugün biz onlarin agizlarini mühürleriz de neler kazandiklarini bize elleri söyler, ayaklari da sahitlik eder.
66 - Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?
67 - Yine dileseydik olduklari yerde kiliklarini degistirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi.
68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatiyorsak, yaratilista onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akillanmayacaklar mi?
69 - Biz ona siir ögretmedik. Bu ona yarasmaz da... O sadece bir ögüt ve apaçik bir Kur'ân'dir.
70 - (Bu), diri olanlari uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olmasi içindir.
71 - Sunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakim hayvanlar yaratmisiz da onlara sahip bulunuyorlar.
72 - Onlari, kendilerinin hizmetine vermisiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.
73 - Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ sükretmeyecekler mi?
74 - Onlar, Allah'tan baska birtakim ilâhlar edindiler. Güya yardim olunacaklar.
75 - Onlarin, onlara yardima güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazi askerlerdir.
76 - O halde onlarin sözleri seni üzmesin. Biz onlarin içlerini de biliriz, dislarini da.
77 - Insan, kendisini bir damla sudan yarattigimizi görmedi mi de, simdi apaçik bir hasim kesildi?
78 - Yaratilisini unutarak bize bir de mesel firlatti: "Kim diriltecekmis o çürümüs kemikleri?" dedi.
79 - De ki: "Onlari ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayi bilir."
80 - Size o yesil agaçtan bir ates yapan O'dur. Simdi siz ondan tutusturmaktasiniz.
81 - Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir degil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her seyi yaratandir, her seyi bilendir.
82 - O'nun emri, bir seyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
83 - O halde her seyin mülkü ve tasarrufu (hükümranligi) elinde bulunan Allah'in sani ne yücedir. Siz de yalniz O'na döndürüleceksiniz.