Gurbet siirleri
Gurbet Gurbet
Göçmen kuşlar gibi göç gater, gater
Gurbet gurbet gider Yolumuz bizim...
Her mevsim de başka renk, başka amber
Gurbet gurbet tüter gülümüz bizim....
Sılayı gönülde gizem yapmışız
Gurbet, gurbet sızar Yaşımız bizim...
Hasret hırkasını melanet takmışız
Gurbet gurbet kaynar aşımız bizim...
Gözlerim ufukta şafağı bekler
Gurbet, gurbet uzar gecemiz bizim...
Nazlı yar sıla da yolumu gözler
Gurbet gurbet yazar hecemiz bizim...
Dört yaşında geldi yaş kırka vardı
Gurbet gurbet ağrır başımız bizim...
Baba oldu, dede oldu kırardı
Gurbet gurbet gezer salımız bizim...
Dost Çağlari'm çağlar hasret nehrinde
Gurbet, gurbet yanar içimiz bizim...
Anamı, sılamı görürüm düşde
Gurbet gurbet rüya düşümüz bizim.....
Aşık Çağlari
Kurtulamam Üç Nesnenin Elinden
Kurtulamam üç nesnenin elinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Üçü bilmez birbirinin halinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Aşktır beni sevda ile söyleten
Firkattir cevr ile sinem dağlayan
Gurbettir gözümden kanlar akıtan
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Bahri gibi ummanları yüzdüren
Mecnun gibi sahraları gezdiren
Ferhad gibi dağlar başın kazdıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Ben bilirim benim aklım şaşıran
Beni sevdiğimden cüda düşüren
Muhabbet deryasın baştan aşıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Gevheri der dersim aldım hocadan
Okuyup hatmettim kara heceden
Koç yiğidi pir eyledin kocadan
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Gevheri
Gurbet
Ah gurbet zalim gurbet
Yürek yâre hasret
Yalansın yalan ey gurbet
Yıkıl yok ol
Bitsin bu hasret
Gurbet hasretin kapanmaz yara
Kavuşmak sanki yalan yâre
Yetmiyor sesi yârimin uzaktan
Gurbet sen ettin beni yardan
Attın dipsiz uçurumlardan
Ah gurbet kahpe gurbet
Yüzü yalan tadı yavan gurbet
Yâre varsam varılmaz
Kollarım boyuna sarılmaz
Yanarım yâre haberim varmaz
Ah gurbet zalim gurbet
Bitmeyen bir dertsin dert
Ah gurbet bu garip seni ne etsin
Yakıp yıkıp kül etin
Sen beni yaktın yandırdın
Yıkılasın yok olasın
Sen ey kahpe gurbet
Süleyman Yavuz
Gurbet Elini Uzatmış
gurbet elini uzatmış
yürekler pare pare
hasretleri çoğaltmış
gurbet ömür törpüsü
sılaya özlem türküsü
gurbet elini uzatmış
ağzında tatlar buruk
mesafeler tuzakmış
gurbet ömür törpüsü
sılaya özlem türküsü
gurbet elini uzatmış
sabırdan dişler kırıp
nefesleri daraltmış
gurbet ömür törpüsü
sılaya özlem türküsü
gurbet elini uzatmış
emeğini ellere verip
hayatları kazanmış
gurbet ömür törpüsü
sılaya özlem türküsü
Ahmet Hakan Yılmaztürk
Gönlümdeki Gurbet
Dost ülkeler duman duman önümde
Dağların alnında gurbet yazılı.
Göv göcekler firez oldu gönlümde
Çamların dalında gurbet yazılı.
Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan
Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan
Özümüz gövünür yanık havadan
Sazların telinde gurbet yazılı.
Gene yanar oldu bağrımın başı
Nasıl söner bu sevginin ateşi?
Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı
Atların nalında gurbet yazılı.
Bir canım olsa da yurt için versem
Ufka nakış nakış kanımı sersem
Kalk gardaş sılaya gidelim desem
ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı.
Vur Emri(sh.122)
Abdurrahim Karakoç
Sevda Gönüllü Gurbet
Bir vapur çığlığında,
Martıların sesinde,
Özlediğim hasretsin,
Sevda gönüllü gurbet.
Unutulduğum kadar,
Unuttum belki bende,
Belki sana alıştım,
Sevda gönüllü gurbet.
Ne kumsalda bir tek kum,
Ne denizde bir yudum,
Dolunayda bir mehtap,
Sevda gönüllü gurbet.
Andıkça hasretleşir,
Yalnızlıkla dertleşir,
Acılarla birleşir,
Sevda gönüllü gurbet.
Bazen masum bir çocuk,
Bazen yaşlı ihtiyar,
Bazen yalnız bir yıldız,
Sevda gönüllü gurbet.
Kimi hasret der ona,
Kimi özlem, ayrılık,
Hepsi onu anlatır,
Sevda gönüllü gurbet.
Kışın karlı fırtına,
Baharın kırda çiçek,
Yazın güneşli yağmur,
Sevda gönüllü gurbet.
Tayyib'in yüreğinde,
Yanık bir türkü elbet,
Anlaşılması çok güç,
Sevda gönüllü gurbet.
24.02.2005
Tayyip Sağ
Değişen Gurbet
İşte gurbetteyim anne
Ben okuyorum sayfalar çevriliyor
Sayfalar çevriliyor ben okuyorum
Ve kirleniyor sayfalar parmaklarımda
Yürekler kirleniyor anne
Parmaklarım çevirdikçe
Ellerim kirleniyor anne
Yürekler kirlendikçe
Gurbet kirlenmiş anne
Sayfalar kirlenmiş harfler silinmiş
Kara tren düdüğü çalmaz olmuş
Makinist değiştikçe
Yollar değişmiş yurtlar değişmiş
Yüzler asılmış gözler söndükçe
Sevda bir tuhaf olmuş
Sevgililer sevmedikçe
Gurbet türküleri gurbette kalmış
Gurbet gurbeti gurbette gördükçe
Ben gurbetteyim anne
Yoksa gurbet mi bende
Yüreğim yanıyor
Canım acıyor
Dağlar yüreğime konuşlanmış
Gurbet dağlara çöktükçe
Gurbet bir kitap, okudukça acıtan
Gurbet bir kitap, okudukça ağlatan
Gurbet benim anne gurbet bende
Dönülmez bir yolda yürürken senle
Gel anne gurbetten al beni
Çal anne bu kitaptan çal beni
Kirlenen yüreğimle bul beni
Sev beni anne GURBETTE sev beni
Mehmet Hüsnü ASAN
Şırnak-2004
Mehmet Hüsnü Asan




»
Bu sitemizi
ziyaretiniz